DERNEKLER
KİTLE ÖRGÜTLENMESİNİN
ÖNEMLİ BİR HALKASIDIR
Ülkemiz 1970’ler den itibaren, önce Karadeniz daha sonra iç Anadolu en sonunda ise Doğu ve güneydoğu ana dolu bölgeleri yoğun bir iç göç dalgasına tanık oldu. Zamanla Büyükşehirlerin varoşlarında sokaklar, caddeler derken kocaman hemşeri mahalleleri oluştu. Bu hızlı göç dalgası toplumda büyük bir alt üst kimlik yaratırken, diğer yandan sosyal devletin yetersizliğinden kaynaklanan zor yaşam koşullarıyla mücadele etmeyi zorunlu kıldı. Ve bu durum çeşitli derneklerin, sivil toplum örgütlerinin kurulmasına sebep oldu. Hemşehri dernekleri de bunlardan biri.
Bu noktada Dernekler, diğer birçok kitle örgütünden farklı olarak, insanların günlük yaşamının içinde, kolayca ulaşıp ilişki kurabilecekleri yakınlıktadır. Kolay ulaşılabilir olmaları, kuruluşlarındaki basitlik, üzerine oturdukları sorunların karmaşık olmaması, örgütlenme ihtiyacını karşılamak için ilk akla gelen örgüt modeli olmalarını sağlar. Bulundukları alan ve bölgelerdeki hemşeri, işçi, emekçi, kadın, esnaf ve çocuklarla en kolay buluşabilecek, güncel gelişmelere en rahat müdahale edebilecek örgütlerdir.
Dernekler, bir bölgede, alanda, semtte işçi ve emekçilerin herhangi bir sorunu ya da ihtiyaçları temelinde kurulurlar. Kitlelerin çok değişik ihtiyaç ve sorunlarını karşılamak üzere çok çeşitli dernek kurulabilir. Bu yüzden, söz konusu sorundan etkilenen ya da söz konusu ihtiyaçları karşılamak isteyen herkesin kendini bulabileceği, söz söyleyebileceği, karar süreçlerine katılacağı, harekete geçmekte inisiyatif alabileceği demokratik bir işleyişe sahip olmalıdırlar.
Dernekler, kitlelerin örgütlenmesinin, özneleşmesinin, kendi talepleri için harekete geçer hale gelmelerinin, siyasallaşmalarının ilk basamaklarıdır.
Dernek amaç değil araçtır
Hemşehri kitleler, yaşamlarının her alanından sımsıkı kuşatılmakla kalmamışlar, her türlü örgüt ve örgütlenme fikrinden de ürker hale getirilmişlerdir. Örgütlenecek bir derneğin, onlar açısından bir ihtiyaca cevap vermesi, her adımında kitle katılım ve inisiyatifinin sağlanması son derece önemlidir. Gerek sınıf çalışmasında gerekse kent yoksulları arasındaki çalışmada, kitlelerle daha ilk temas aşamasında, genellikle dile getirdikleri şey, bir dernek ihtiyacıdır.
Bu yüzden dernekler daha en başından hedef kitleyle birlikte kurulmalı, onların aktif katılımı ve sahipleniciliğiyle faaliyet yürütmelidir.
Çünkü dernek örgütlenmesi de, tıpkı diğer örgüt modelleri gibi, bir mücadele aracıdır. Bunun için, kitle faaliyetinin içinden doğmalı,
Hemşehrilerin dayanışma ve mücadelesini yükseltmeye hizmet etmelidir. Dernekler aynı yöre insanının toplanma noktası olmak ve her türlü sosyal, kültürel, ekonomik ve sportif faaliyetlerini gerçekleştirmek için vardır; onları daha özgül ve yerel bir sorundan, daha büyük ve kapsamlı bir mücadeleye akıtabilmenin aracıdır ve her şeyiyle buna uygun bir yapılanma içerisinde olmalıdır. Kurum ve politikaları amaçlaştırıp kitleleri araçsallaştıran ya da bu sonuca yol açabilecek tutum ve davranışlardan özenle kaçınılmalıdır.
Sürekli dayanışma
Dernekler insanlarla pozitif bir ilişki kurabilmek için öncelikle, kuruluş amaçlarından kopmamalıdırlar. Dernek çalışmasına katılanlar da, zaten bu sorunlarının çözümü için buradadırlar. Sorundan kopmak, sorun sahibinden de kopmak anlamına gelecektir. Dernek çalışması sabırla, çalışma ekseni kaybedilmeden, gitgide daha geniş bir kesimde ilgi uyandıracak tarzda yapılmalıdır. Kitlelerle ilişki kurmanın çok çeşitli yol ve araçları kullanılmalıdır.
Ayrıca, kitlelerin bugünkü derin parçalanmışlıkları ve yabancılaşma, onlar arasında sıkı bir dayanışma örgütlenmesini zorunlu kılar. Onları yalnızlıklarından çekip çıkaracak, kendileriyle aynı sorun ve özlemleri taşıyanlarla bir araya getirecek, bir bütünün parçası olma duygu ve bilincini geliştirecek her türlü makul yöntem ve araç değerlendirilmelidir. Günlük ve sıradanmış gibi görünen birçok sorun kişisel bir sorun olmaktan çıkarılıp, toplumsal bir bakış açısıyla değerlendirilip insanların çevresinde bir yardımlaşma ağı örülebilir. Dayanışmanın ve kolektif davranışın yaratılamadığı yerde, geniş kitlelerin örgütlenmesi ve harekete geçirilmesi de mümkün olamaz. Ayrıca, kitlelerin gündelik sorunlarının üzerinden atlamayan, bunları birer hareket dinamiğine çevirecek bir çalışma tarzı, derneği bir başvuru ve çözüm yeri haline de getirir.
“Burası benim mekanım”
Derneğin düzenlenişi, günlük işleyişi de, hedef kitlenin bastırılan özlemlerini, yalnızlaştırılmış günümüz kent insanının insani ihtiyaçlarından soyutlanmış olmaları gerçeğini gözeten bir anlayışla yapılmalıdır. Orada çeşitli faaliyetlerde bulunabilmeliler, değişik emek ürünlerini değerlendirebilmelidirler. Örneğin bir hemşehri derneği yöre insanının boş zamanlarında uğrayıp bir bardak çayını içebileceği, hemşehrileriyle, dostlarıyla buluşup sohbet edebileceği, çeşitli etkiliklerle birlikte olmanın, bir arada bazı faaliyetler yapabilmenin hazzına varacağı mekânlar olmalı. Mesela bir semt derneği, yerel sanatçıların uğrak yeri olmalı, işçi ve emekçiler, ev kadınları şiirlerini, öykülerini, el işlerini oraya taşıyabilmelidirler. Sanattan spora mümkün olduğu kadar çok aktiviteye uygun düzenlenmeli ve bunlar teşvik edilmelidir. Bu bahse konu kitleler, dernekle günlük yaşamları arasında birçok bağ kurabilmeli ve çok değişik nedenlerle gelip gidebilmelidirler.
Özellikle de kadınların dernek faaliyetine katılımı özendirilmelidir. Birçok hemşeri derneğinin, kahve ve kumarhaneden farksız olması, müdavimlerinin erkek olması üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur. Özellikle bir mücadele geçmişi de olmayan bölge ve semtlerde, kadınların derneklere alabildiğine uzak durmalarına yol açmaktadır. Buna ailenin erkek bireylerinden gelen baskı da eklenince, derneklerde kadınları görmek olanaksızlaşır. Kadınların derneklere gelmesini sağlayacak ve garanti altına alacak önlemler özel olarak alınmalıdır. Dernek bünyesinde kurulacak bir kadın komisyonu, kadınlar ve çocuklar için özel etkinlikler vb. gibi değişik yol ve yöntemler bulunmalı ve uygulanmalıdır.
Kitle örgütlenmesinin bu halkasından doğru bir biçimde tutulması, diğer halkaların örülüşünü de koşullayıp kolaylaştıracaktır.
Kısaca;Sivil Toplum Kuruluşlarının yönetimler üzerindeki etkinliği, o ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirmektedir. Bu nedenle STK’lar demokrasinin olmazsa olmaz unsurları olarak toplumsal hayatımızın odak noktasında yer almalıdır
Dernekler hemşeri ilişkileriyle toplumu bir araya getirerek sosyal faaliyetlerde ve etkinliklerde bulunması gerekmektedir ve dernekler güç dengesini oluşturması gerekiyor. Bu gücünü de üyelerinden almaktadır. Derneklerin dışa karşı kendi aralarında dayanışma ve uzlaşma yapması gerekiyor. Başka şekilde üyesinin ve yöresinin hak ve menfaatini koruması mümkün değildir.
Tüm vatandaşların demokrasi içinde şiddete başvurmadan din, dil, ırk, ideoloji, mezhep ve bölgesel kimlikler açısından ayrıma tabi tutulmaksızın bir arada yaşama iradelerini güçlendirilmelidir.
*******************************
Küçükken Dünyayı Balçıkhisardan ibaret sanırdım.Dağların arasında gökyüzünü kendisine şemsiye edinmiş küçük bir dünya..Bazan ip gibi bir iz belirir o izleri görünce agama selam söyle diye bağırırdım teyyareye
Bi çokları askere gidince öğrenirdi dünyanın balçıkhisardan ibaret olmadığını…
Büyüklerimizde durumun farkında olmalılar ki ufkun olmadığı balçıkhisardan Türklerin Ergenekondan çıkışını canlandırırcasına ayrılmaya başladılar köyden.
Kimi sürünün ardından attı değneği kimi övendereyi fırlattı çağıla kimi kahretti yüreklerinde hasret bırakarak bir bir ayrılmaya başladılar köyden..Taaaa Alamanyadan tutunda taşı toprağı altın diye duydukları İstanbul’a gariban yatağı bildikleri İzmir’e şeher bildikleri Garasere…
Milletvekili işci Doktor kapıcı mühendis oldular.Agama selam söyle dediğim teyyarenin pilotu oldular.
Birbirlerini sürükledi birler, onlar, yüzler,onbinler oldular..
Birinci ikinci derken üçüncü dördüncü kuşak balçıkhisarlılar oluştu Türkiye’nin dörtbir yanında.
Sığmadılar Türkiye’ye Kanada Japonya Amerika Asya Avrupa ya yayıldılar..
Yalnız bi sıkıntı başladı. Artık insanlar birbirlerini tanımaz olmuştu.Teknoloji yetişti imdatlarına.msn-facebook-twitter-web siteleri derken sanal ortamda toparlanmaya başladı insanlar.Kayıp akrabalar bilinmeye dostlar arkadaşlar bulunmaya başladı..
Yetmedi sanal alemde buluşmak tanışmak.Örgütlenmeye başladı BALÇIKHİSARlılar.
Balçıkhisarlıların yoğun olarak yaşadığı İzmir İstanbul Manisa derken son olarak Afyonkarahisarda Dernekler kurdular. (a.bozdağ)